Döviz bir ülkenin ekonomisi için en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Özellikle ülkemiz gibi dışa bağımlı ülkelerde döviz kurunun önemi çok daha fazladır. Örneğin, nakliye sektörünün her ürün üzerinde etkisi büyüktür. Nakliye sektöründe kullanılan araçların ve bu araçların yakıtının döviz endeksli olduğunu düşünürsek, dövizin artışı nakliye masraflarını arttıracağı için bu artış nakliye ile taşınan her ürüne etki edecektir.
Döviz Nedir?
Döviz kuru, bir birim yabancı paranın ülke para birimi karşısındaki değerini temsil etmektedir. 2018 yılında yaşanan ekonomik buhranın en önemli sebebi dövizin artışıdır. Aslında bu artış dövizden ziyade Türk Lirasının değer kaybından kaynaklanmaktadır. Bunu anlamanın en kolay yolu Türk Lirasının diğer para birimleri karşısındaki değerine bakmaktır. Türk Lirası; Dolar, Euro, Japon Yeni, Sterlin ve diğer para birimleri karşısında değer kaybediyorsa, dövizin artış sebebi bizim para birimimizde ki sorundan kaynaklıdır.
Dövizin Artışına Sebep Olan Faktörler
Dövizin artışına veya azalışına birçok farklı faktör etki eder. Bu faktörleri bilmek ekonomik yorum yapmayı kolaylaştıracağı gibi yatırımcılar açısından da çok önemlidir.
Arz ve Talep
Her üründe olduğu gibi dövizin de fiyatını belirleyen en önemli unsur arz ve taleptir. Bir ürüne talep arttıkça arz yetersiz kalacağı için bu ürünün fiyatı artacaktır. Örneğin, bir köyde tek bir fırın olduğunu düşünelim. Fırıncı günde maksimum 100 ekmek satmakta. Köy göç aldığında veya turist geldiğinde fırıncının ürettiği ürün yani arz yetmeyecektir. Fırıncıda daha fazla ekmek üretmek zorunda olduğu için yeni işçi veya yeni fırın tezgahı alacaktır. Fırıncının cebinden ekstra para çıktığı için bu durum fiyatların artışına sebep olacaktır.
2018 yılında dövizin ani artışı ile birlikte herkes Türk Lirasını dolara çevirmeye başlamıştır. Bu durum doların artışını tetiklemiştir. Diğer yandan, Merkez Bankasının döviz rezervi artarsa bu durumda doların fiyatının düşmesine sebep olacaktır.
Faiz Oranları
Arz ve talep kadar olmasa da faiz oranları da dövizin fiyatı üzerinde büyük etkiye sahiptir. ABD yaklaşık olarak 1 yıldır faiz artışı yapmaktadır. Bu durum doların ABD’de toplanması anlamına gelir çünkü yatırımcılar daha fazla kar elde etmek için gelişmekte olan ülkelerde yaptığı yatırımları ABD’ye kaydıracaktır. Bu durumda da ülkenin döviz rezervi azalacağı için dövizin fiyatı da artacaktır.
Enflasyon
Merkez Bankası yükselen dövizin ateşini söndürmek için faiz arttırma kararı almıştır. Artan faizlerle birlikte ülkemizdeki enflasyon oranı da %20’lerin üzerine çıkmıştır. Faiz artışı dövizin ateşini söndürse de artan enflasyon sebebiyle Türk Lirasına olan talepte azalma yaşandı. Talebin azalmasının en büyük sebebi enflasyonun alım gücünü düşürmesidir. Bankada 1.000.000 TL parası olan bir kişinin parasını TL’de tutması bir yıl sonra alım gücünün düşmesine sebep olacaktır. Bu sebeple insanlar Türk Lirasından ziyade Döviz, Faiz ve diğer yatırım araçlarına yöneldiler.
Dövizin Yüksek Olduğu Ülkeler
ABD Doları genellikle gelişmekte olan güçsüz ülkelerde yüksektir. Diğer yandan Rusya ve Japonya gibi gelişimini tamamlamış ülkelerde de ABD Doları yüksektir. Örneğin; 1 Dolar = 110 Yen, 1 Dolar = 65 Ruble. Burada şu soru ortaya çıkmaktadır; “Ülkemizde 1 dolar 5.35 TL iken Rusya’da 1 dolar 65 Ruble. Biz Rusya’dan daha mı iyiyiz?”
Bu sorunun yanıtı vermek için ülkelerin ithalat ve ihracat oranlarına bakmak gerekmektedir. Japonya 2018 yılında 175 milyar dolar cari fazla verirken bu rakam Rusya’da 41 milyar dolardır. Türkiye ise 38 milyar dolar cari açığa sahiptir. Rusya ve Japonya aldığından daha fazla sattığı için bu ülkelerdeki döviz kurunun yüksek olması çok problem teşkil etmez. Diğer yandan, ülkemiz ürettiğinden daha fazlasını tükettiği için her yıl 38 milyar dolar cari açık vermemiz yılda 201 milyar Türk Lirası borçlanmamız anlamına gelmektedir. Toparlamak gerekirse, döviz kurunun düşük olması, ülkenin güçlü olduğu anlamına gelmemektedir.